İçerik geliştirmek ister misiniz?

İçerik geliştirmek ister misiniz?

1729756017-saatkulesi-slider

İzmir Saat Kulesi

View Count Views : 338

İzmir’in kalbinde, zamanı durduramayan ama geçmişi günümüze taşıyan zarif bir simge yükselir: Saat Kulesi. Her bir taşında tarihin izlerini, her bir saat çarkında kentin ruhunu barındıran bu ihtişamlı yapı, İzmir’in simgesi olarak asırlardır tüm görkemiyle varlığını sürdürmektedir. Konak Meydanı’nın incisi, şehrin kültürel mozaiğinin sessiz bir tanığıdır.

1900 yılında Sultan II. Abdülhamid tahta çıkışının 24. yılı tamamlanıp 25. yılına girmesine hazırlanırken, bu özel dönemin şerefine ülkede Milli Bayram ilan edilmiştir. Ülkenin dört bir yanında kutlamalar yapılırken, günün anısına yeni eserler inşa edilmeye başlanmıştır. İzmir’de inşa edilmesi planlanan eserle ilgili bilgileri, dönemin gazetelerinden Ahenk şu ifadelerle kamuoyuna duyurmuştur:

Cülüsun [tahta çıkma] yirmi beşinci yıldönümü münasebetiyle şehrimizde vücüda getirilecek olan işbu eser, dört taraftan görünür Saat Kuleli gayet musanna [sanat  eseri] bir çeşmedir ki, bu çeşme, Kışla-yı Hümayun [Sarı Kışla] yakınında mermer döşeli bir zemin üzerine inşa edilecektir.”(Yetkin, 2016, s.13-14)."

Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yıldönümü için basılmış kart ve saat kulesi ile ilgili pullar, Yavuz Çorapçıoğlu Arşivi

Kulenin yapımı, dönemin önemli mimarlarından Fransız kökenli Levanten Raymond Charles Péré tarafından büyük bir titizlikle yürütülmüştür. Péré, kentin kozmopolit dokusunu ve estetik anlayışını yansıtan bu zarif yapıyı 1901 yılında tamamlamıştır. Sekizgen şeklinde ve dört basamaklı mermer kaidenin üzerine oturtulan kule, 25 metre yüksekliğinde ve dört katlıdır. Kaidenin kenarlarında çeşmeler, gövdenin üst kısmında ise dört adet saat yer alır. Saatlerin, Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından Osmanlı-Alman yakınlığı sebebiyle hediye edildiği söylense de bu bilgi kesinlik taşımamaktadır. Kulede kullanılan kesme taşlar ve detaylı süslemeler, dönemin mimari tarzını gözler önüne sermektedir.

İzmir Saat Kulesi, mimari tasarımının yanı sıra, sosyal ve kültürel bağlamda da büyük bir öneme sahiptir. Modernleşme sürecinde İzmir’in önemli bir mihenk taşı haline gelmiş ve günümüzde de şehir hayatının vazgeçilmez bir parçası olarak varlığını sürdürmektedir. Yıllar boyunca buluşmalara, sevinçlere ve üzüntülere tanıklık etmiş, kentin hafızasında derin bir iz bırakmıştır. İnsanların anılarına konuk olan ve şehir yaşamının ritmine uyum sağlayan bu kule, İzmir’in kalbinde bir sembol olarak kendini göstermeye devam eder. Her köşesinde bir hikaye barındıran Saat Kulesi, kentin tarihine ve kültürüne duyduğu bağlılıkla, bugünün ve yarının yaşayan hafızası olarak öne çıkar.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifade ettiği gibi, “Zamanın kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır… Bu da gösterir ki, zaman ve mekan, insanla mevcuttur.” İzmir Saat Kulesi, bu kavramları bir araya getiren bir sembol olarak, zamanın ve mekanın insanla bütünleştiği noktada durur.


Konak Atatürk Meydanı Cemal Yalkış, 1940~
Konak Atatürk Meydanı, günümüz.

 

 

Author: Ayşenur Arda

Tags

Hafıza
Yaratıcılık